adahadi

  Merhaba, Size bugün arkadaşlıklar konusunda düşüncelerimden bahsedeceğim. Bana göre arkadaş insana destek olan, kolay güvenilebilecek, anlayışlı ve sempatik insan demek. Dost ise ağladığında seninle birlikte ağlayan, güldüğünde seninle birlikte gülen, öfkelendiğinde seninle birlikte öfkelenen yani duygularını seninle paylaşıp seni gerçekten anlayan insandır. Bence iyi bir arkadaş güzel bir şey yaptığında senin adına sevinmeli. Eğer sevinmediyse o kişi seni sevmiyordur. Sen bir şey anlatırken seni gerçekten dikkatlice dinlemeli. En önemlisi de ona bir şey danıştığında veya bir olay anlattığında objektif bir şekilde fikrini söylemeli. Bir şey anlatırken dinliyormuş gibi yapanlar, geçiştiren cevap verenler, seni ciddiye almayanlar, küçümseyenler, duygularını önemsemeyip önemsermiş gibi yapanlar... Böyle kişilerden uzak durmakta fayda var. Elbette ben de mükemmel bir arkadaş değilim ama sadık ve güvenilir olduğumu düşünüyorum. Arkadaş bulmak o kadar zor değil ama dost bulmak çok

  Merhaba, Şu anda Fethiye’de Yonca Lodge adlı ekolojik bir otelde kalıyorum. Doğanın içinde, denize sıfır, sempatik bir otel. Kocaman bir bahçesi ve içinde deresi var. Dere, çok hoş ve dar bir yerden denize akıyor, içinde de bir sürü balık ve ördek var. Otele dünden önceki gün geldim ama yazacak vakti şimdi elde ettim. Tavşanım, köpeğim, annem ve babam. Hep beraber geldik. Tavşan açısından çok kötü oldu. Lola kendisini herkese sevdiriyor, bol bol denize giriyor. Ama tavşan hücre hapsinde, mutsuz ve umutsuz. Geçen sene Söğüt’e tatile gittiğimizde oranın denizinde bir sürü Caretta Caretta olduğunu öğrendik. Annemle ödümüz kopmuştu çünkü Caretta Carettaları çok sevsek bile yüzerken burun buruna gelme fikri bize korkutucu gelmişti. Dün bundan daha heyecanlandırıcı bir şey oldu. Gece yarısı, annem ve babamla birlikte deniz kıyısına oturmuş dama oynuyorduk. Bir anda ortam sessizleşti ve ışıklar kapatıldı. Her yer karanlığa büründü. Bir baktık ki herkes kıyıda hareket eden kocaman bi

  Merhaba, Bilmem hiç fark ettiniz mi; çocuklar yetişkin olmaya, yetişkinler çocuk olmaya özenir. Biz çocukların büyümeye özenmesi en değerli zamanlarımızı boşa harcamamıza sebep oluyor. Bu zamanları iyi değerlendiremediğimiz için gelecekte çocuk olmayı isteme ihtimalimiz çok yüksek. Çocuk olmayı seversek, yetişkin olduğumuzda pişman olacak ve özleyecek pek bir şeyimiz kalmaz. Aslında şöyle bir durum var, bazen bilmek yetmiyor. Zaman içinde deneyimlerimiz sayesinde çoğu şeyi gerçek anlamda kavrıyoruz. Çevremizdekiler bize ne kadar öğüt verirse versin biz o olayı yaşamadan anlayamıyoruz. İşte çocukların yetişkinlere, yetişkinlerin çocuklara özenmesi tam olarak böyle bir durum. Çevremizdeki insanlar yaşımızın tadını çıkarmamızı öneriyor ama biz anlayamıyoruz. Büyüdüğümüz zaman her şeyin daha kolay, daha güzel ve eğlenceli olacağını tahmin ediyoruz. Her şeyi yapabileceğimizi, özgür olacağımızı düşünüyoruz. Ama öyle olacağını sadece hayal ediyoruz. Gerçek şu ki, yetişkin dünyası ta

  Merhaba, Resim çizmeye hiçbir zaman sıcak bakmadım. Yeteneğim olmadığına öyle şiddetle inandım ki, ömür boyu resim çizmeye yanaşmadım bile. Ama dün, bir adım atıp denedim ve açıkçası hiç de fena bir uğraş olmadığına karar verdim. Çizerken resme odaklandım ve uzun süre boyunca sabırla çizdim. Sonunda ortaya çıkan şey elbette bir Van Gogh tablosu değildi ama benim üzerinde uğraşıp emek verdiğim bir şeydi. Bu his bana kesinlikle iyi geldi. Çizerken kafamdaki düşünceleri sadece oraya aktardım. Yalnızca resim çizmek değil, sanatın bütün dalları insanın içindeki olumsuz duyguları boşaltmasına katkıda bulunuyor. Sanatın iyileştirici bir etkisi olduğunu düşünen çok sayıda insan var. Sanırım dünden itibaren ben de bu fikre karşı daha olumlu bakmaya başladım. Ben akla gelebilecek her şeyi ölçüp biçen ve daha sonra o düşünceleri denetleyen bir insanım. Bunu sürekli yaparım. Bu yüzden aklım her zaman çorba gibidir. Ailem sürekli bana sanatla uğraşmamı söylüyor. Galiba resim çizmeye ve ya

  Merhaba, Biliyorsunuz ki üç gün sonra okullar açılacak. Sadece iki gün gidecek olmamıza rağmen bu bir mucize. İki yıla yakın süredir yüz yüze eğitimin ancak hayalini kurabiliyorduk. O yüzden okulların açılacak olması bana mucizevi bir olay gibi geliyor. Bana salgından önce birisi bu kadar uzun süre boyunca okula gidemeyeceğimizi söyleseydi, o arkadaşın tımarhanelik olduğunu düşünürdüm. Fakat hayat sürprizlerle dolu, ne olacağını asla bilemeyiz. Okulların açılacağını duyduğumdan beri havalarda uçuyorum. Gittiğimiz zamanlarda okulu sıkıcı buluyordum ama artık çok seviyorum. Arkadaşlarımı, öğretmenlerimi ve okul ortamını çok özledim. Eskiden dersleri sevmezdim ama artık çoğunu seviyorum.  Okula gidecek olmanın tek kötü yanı, çok erken kalkmak zorunda olmak. Aslında evimden okula yürüyerek bile gidecek mesafedeyim ama sabahın köründe uyansam bile okula geç kalabilme yeteneğine sahibim. Bundan dolayı erken kalkmam lazım ve çoğu insan gibi ben de erken kalkmaktan nefret ediyorum. A